Bu çeviri ilk olarak 24 Şubat 2010'da
haberveriyorum.net sitesinde yayımlandı.
Karl Marx’ın ünlü 11 tezinin iki versiyonu var. 1845 yılında
yazılan özgün metin, Marx’ın yayımlamayı düşünmediği notlarından oluşuyor.
Ancak Friedrich Engels, bu notları, daha anlaşılır kılmak amacıyla çeşitli
değişiklikler yaptıktan sonra, 1888’de çıkan Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu (Ludwig Feuerbach
und der Ausgang der klassischen deutschen Philosophie) adlı kitabının
sonuna ekliyor. Her iki versiyonu da Almancalarından çevirdim ve karşılaştırma
yapılmasını kolaylaştırmak için yan yana sunuyorum (Hıristiyanlığın Özü, din eleştirisi yapan Feuerbach’ın en önemli
kitaplarından birinin adı):
Karl Marx
[Feuerbach Üzerine Tezler]*
1. ad Feuerbach [Feuerbach hakkında]
1845 tarihinde yazılan özgün notlar
|
Engels tarafından düzenlenerek 1888’de
yayımlanan notlar
|
1
Feuerbach’ınki de dahil olmak üzere bugüne kadarki tüm
materyalizmin temel hatası, maddenin [Gegenstand],
gerçekliğin ve duyusallığın, yalnızca nesne
ya da görüş [Anschauung] [1] biçiminde
kavranmasıdır; duyusal insan etkinliği,
pratik olarak, öznel olarak değil. Etkin
taraf, işte bu nedenle, materyalizme aykırı bir şekilde, soyut olarak, -bu
türden gerçek, duyusal etkinliği tabii ki tanımayan- idealizm tarafından
geliştirildi. Feuerbach, düşünce nesnelerinden gerçekten farklı duyusal
nesneler ister: ama insan etkinliğinin kendisini nesnel etkinlik olarak kavramaz. Bu nedenle, Hıristiyanlığın Özü’nde (Wesen
des Christenthums), pratik, yalnızca kirli-Yahudice görünümüyle kavranır
ve tanımlanırken, [Feuerbach,] yalnızca teorik tutumu gerçek insani tutum
olarak değerlendirir. Dolayısıyla, “devrimci” etkinliğin, “pratik-eleştirel”
etkinliğin önemini kavrayamaz.
|
1
Feuerbach’ınki de dahil olmak üzere bugüne kadarki tüm
materyalizmin temel hatası, maddenin [Gegenstand],
gerçekliğin ve duyusallığın, yalnızca nesne
ya da görüş [Anschauung] [1] biçiminde
kavranmasıdır; duyusal insan etkinliği,
pratik olarak, öznel olarak değil. Etkin
taraf, işte bu nedenle, materyalizme aykırı bir şekilde, idealizm tarafından
geliştirilmiş oldu - ama yalnızca soyut olarak, çünkü idealizm, bu türden
gerçek, duyusal etkinliği tabii ki tanımaz. Feuerbach, düşünce nesnelerinden
gerçekten farklı duyusal nesneler ister; ama insan etkinliğinin kendisini nesnel etkinlik olarak kavramaz. Bu
nedenle, Hıristiyanlığın Özü’nde (Wesen des Christenthums), pratik,
yalnızca kirli-Yahudice görünümüyle kavranır ve tanımlanırken, [Feuerbach,]
yalnızca teorik tutumu gerçek insani tutum olarak değerlendirir. Dolayısıyla,
“devrimci” etkinliğin, “pratik-eleştirel” etkinliğin önemini kavrayamaz.
|
2
İnsan düşüncesine nesnel doğruluk [gegenständliche Wahrheit]
atfedilip atfedilemeyeceği sorunu, teorik bir sorun değil, pratik bir sorundur. İnsan,
düşüncesinin doğruluğunu, yani gerçekliğini [Wirklichkeit] ve gücünü, bu dünyaya aitliğini [Diesseitigkeit] pratikte kanıtlamak
zorundadır. Pratikten yalıtılmış düşüncenin gerçekliği ya da gerçek olmayışı
hakkındaki tartışma, tümüyle skolastik
bir sorundur.
|
2
İnsan düşüncesine nesnel doğruluk [gegenständliche Wahrheit]
atfedilip atfedilemeyeceği sorunu, teorik bir sorun değil, pratik bir sorundur. İnsan,
düşüncesinin doğruluğunu, yani gerçekliğini [Wirklichkeit] ve gücünü, bu dünyaya aitliğini [Diesseitigkeit] pratikte kanıtlamak
zorundadır. Pratikten yalıtılmış bir düşüncenin gerçekliği ya da gerçek
olmayışı hakkındaki tartışma, tümüyle skolastik
bir sorundur.
|
3
Koşulların ve eğitimin değiştirilmesi hakkındaki
materyalist öğreti, koşulların insanlar tarafından değiştirildiğini ve
eğiticinin kendisinin eğitilmek zorunda olduğunu unutur. Bu nedenle, toplumu,
-biri toplumun üzerinde olan- iki bölüme ayırmak zorundadır.
Koşulların değiş[tiril]mesi ile insan etkinliğinin ya da
insanın kendisini değiştirmesinin çakışması, yalnızca devrimci pratik olarak kavranabilir ve akla uygun şekilde
anlaşılabilir.
|
3
İnsanların, koşulların ve eğitimin ürünleri oldukları ve
dolayısıyla değişik insanların, başka koşulların ve değiştirilmiş eğitimin
ürünleri oldukları yönündeki materyalist öğreti, koşulların tam da insanlar
tarafından değiştirildiğini ve eğiticinin kendisinin eğitilmek zorunda
olduğunu unutur. Bu nedenle, kaçınılmaz olarak, toplumu, biri toplumun
üzerinde olan iki bölüme ayırma noktasına gelir. (Örneğin Robert Owen’da.)
Koşulların değiştirilmesi ile insan etkinliğinin ya da
insanın kendisini değiştirmesinin çakışması, yalnızca dönüştürücü pratik olarak kavranabilir ve akla uygun şekilde
anlaşılabilir.
|
4
Feuerbach, dinsel kendine yabancılaşma olgusundan,
dünyanın dinsel bir dünya ile dünyevi bir dünya olarak ikileşmesi olgusundan
hareket eder. Onun çalışması, dinsel dünyanın, dünyevi temeline
indirgenmesinden ibarettir. Ne var ki, dünyevi temelin kendisinden
uzaklaşarak yukarıya çıkması ve bulutların üzerinde kendisine bağımsız bir
imparatorluk kurması, yalnızca, bu dünyevi temelin kendi bölünmüşlüğüyle ve
kendi kendisiyle çelişkide olmasıyla açıklanabilir. Dolayısıyla, bu temelin
kendisinin, kendi içinde, hem çelişkileriyle anlaşılması hem de pratik olarak
devrimcileştirilmesi gerekir. Yani, örneğin kutsal ailenin sırrının dünyevi
aile olduğu keşfedildikten sonra, ikincisinin de teorik ve pratik olarak yok
edilmesi zorunludur.
|
4
Feuerbach, dinsel kendine yabancılaşma olgusundan,
dünyanın dinsel, kurgulanmış bir dünya ile gerçek bir dünya olarak ikileşmesi
olgusundan hareket eder. Onun çalışması, dinsel dünyanın, dünyevi temeline
indirgenmesinden ibarettir. Bu iş tamamlandıktan sonra, yapılması gereken
asıl işin hâlâ yapılmayı beklediğini görmez. Gerçek şu ki, dünyevi temelin
kendisinden uzaklaşarak yukarıya çıkması ve bulutların üzerinde kendisine
bağımsız bir imparatorluk kurması, yalnızca, bu dünyevi temelin kendi bölünmüşlüğüyle
ve kendi kendisiyle çelişkide olmasıyla açıklanabilir. Dolayısıyla, bu
temelin kendisinin, önce çelişkisiyle anlaşılması, sonrasında da çelişkinin
ortadan kaldırılması yoluyla pratik olarak devrimcileştirilmesi gerekir.
Yani, örneğin kutsal ailenin sırrının dünyevi aile olduğu keşfedildikten
sonra, ikincisinin de teorik olarak eleştirilmesi ve pratik olarak yıkılması
zorunludur.
|
5
Soyut düşünceden
tatmin olmayan Feuerbach, görüş ister;
ama duyusallığı, pratik
insani-duyusal etkinlik olarak kavramaz.
|
5
Soyut düşünceden
tatmin olmayan Feuerbach, duyusal görüşe
başvurur; ama duyusallığı, pratik
insani-duyusal etkinlik olarak kavramaz.
|
6
Feuerbach, dinsel özü, insanın
özüne indirger. Ama insanın özü [insan doğası], her bir bireye içkin bir
soyutlama değildir. Bu öz, kendi gerçekliği içinde, toplumsal ilişkilerin
bütünüdür.
Bu gerçek özün eleştirisine girişmeyen Feuerbach, bu
nedenle:
1. tarihsel akıştan uzaklaşıp dinsel duyguyu kendisiyle
tanımlamak ve soyut - yalıtılmış -
bir insan bireyinin varlığını temel almak zorundadır;
2. Dolayısıyla, öz, yalnızca “tür” olarak; içsel, dilsiz,
çok sayıda bireyi doğal şekilde
birbirlerine bağlayan genellik olarak kavranabilir.
|
6
Feuerbach, dinsel özü, insanın
özüne indirger. Ama insanın özü [insan doğası], her bir bireye içkin bir
soyutlama değildir. Bu öz, kendi gerçekliği içinde, toplumsal ilişkilerin
bütünüdür.
Bu gerçek özün eleştirisine girişmeyen Feuerbach, bu
nedenle:
1. tarihsel akıştan uzaklaşıp dinsel duyguyu kendisiyle
tanımlamak ve soyut - yalıtılmış -
bir insan bireyinin varlığını temel almak zorundadır;
2. dolayısıyla, insanın özü, onun tarafından yalnızca “tür” olarak; içsel, dilsiz, çok
sayıda bireyi sadece doğal şekilde
birbirlerine bağlayan genellik olarak kavranabilir.
|
7
Bu nedenle, Feuerbach, “dinsel duygu”nun kendisinin de bir
toplumsal ürün olduğunu ve çözümlediği soyut bireyin, gerçekte, belirli bir
toplum biçimine ait olduğunu görmez.
|
7
Bu nedenle, Feuerbach, “dinsel duygu”nun kendisinin de bir
toplumsal ürün olduğunu ve çözümlediği soyut bireyin, gerçekte, belirli bir
toplum biçimine ait olduğunu görmez.
|
8
Tüm toplumsal yaşam özünde pratiktir. Teoriyi gizemciliğe götüren tüm gizemler, akla uygun
çözümlerini, insan pratiğinde ve bu pratiğin kavranmasında bulur.
|
8
Toplumsal yaşam özünde pratiktir.
Teoriyi gizemciliğe götüren tüm gizemler, akla uygun çözümlerini, insan
pratiğinde ve bu pratiğin kavranmasında bulur.
|
9
Tefekkürcü [2] materyalizmin, yani duyusallığı pratik
etkinlik olarak kavramayan materyalizmin ulaşabildiği en ileri nokta, tek tek
bireyler ve burjuva toplumu [3] görüşüdür.
|
9
Tefekkürcü [2]
materyalizmin, yani duyusallığı pratik etkinlik olarak kavramayan materyalizmin
ulaşabildiği en ileri nokta, “burjuva toplumu” [3] içindeki tek tek bireyler
görüşüdür.
|
10
Eski materyalizmin bakış noktası, burjuva toplumudur [3];
yenisinin bakış noktası, insan toplumu ya da toplumsal insanlıktır.
|
10
Eski materyalizmin bakış noktası, “burjuva” toplumudur [3]; yenisinin bakış noktası, insan toplumu ya da toplumsallaşmış
insanlıktır.
|
11
Filozoflar dünyayı yalnızca farklı şekillerde yorumladılar; önemli olan, onu değiştirmektir.
|
11
Filozoflar dünyayı yalnızca farklı şekillerde yorumladılar; ama önemli olan, onu değiştirmektir.
|
* “Feuerbach Üzerine Tezler”, Karl Marx tarafından
Brüksel’de, muhtemelen Nisan 1845’de yazılmıştı. Marx’ın 1844-47 defterinde,
“1) ad Feuerbach” (Feuerbach Hakkında) başlığının altında yer alıyorlar. Engels
tarafından, Ludwig Feuerbach ve Klasik
Alman Felsefesinin Sonu başlıklı çalışmasının 1888 baskısının ek bölümünde
yayımlandılar. Engels, bu baskının önsözünde, söz konusu önemli teorik belgeyi
“Feuerbach Üzerine Tezler” diye andığı için, tezlerin başlığı da bu oldu.
Marx’ın yayımlanmalarını düşünmediği kısa notları okurlar için daha anlaşılır
kılmak isteyen Engels, “Tezler”i yayına hazırlarken, bir dizi editoryal
değişiklik yaptı. Burada, “Tezler”in her iki versiyonu da -yani hem Marx’ın
özgün metni hem de Engels tarafından düzenlenen metin- yer alıyor. Özgün metin
ilk olarak 1924’te SBKP (Sovyetler Birliği Komünist Partisi) Merkez Komitesi
Marksizm-Leninizm Enstitüsü tarafından Almanca ve Rusça olarak yayımlandı (Marx-Engels Archives, Book 1);
İngilizcede, Karl Marx and Frederick Engels, The German Ideology [Alman İdeolojisi], Parts I & III, Lawrence
and Wishart Ltd., London, 1938’de yayımlandı. Düzenlenmiş metnin ilk İngilizce
çevirisi, Frederick Engels, Feuerbach.
The Roots of the Socialist Philosophy [Feuerbach. Sosyalist Felsefenin Kökleri],
Chicago, 1903’ün ekinde yayımlanmıştı. (MIA)
[1] Bugüne kadar daha çok “sezgi” diye çevrilen “Anschauung” sözcüğü, “derin düşünme
yoluyla ulaşılan fikir, görüş, kavrayış vb.” anlamına geliyor; “dünya görüşü” (Weltanschauung) ve “doğa görüşü” (Naturanschauung) örneklerinde olduğu
gibi...
[2] “Anschauende”: Derin düşünen, bu yolla “görüş” (Anschauung) oluşturan.
[3] “Bürgerliche Gesellschaft”: İngilizcede “sivil toplum” (civil society).
Çevirisi yapılan
özgün metinler:
Karşılaştırma için
başvurulan İngilizce kaynak:
Karşılaştırma için
başvurulan Türkçe kaynak:
Karl Marx, “Yeni Materyalizmin Bakış Açısı Toplumsal
İnsanlıktır”, çev: Ahmet Kardam, K. Marx-F.Engels, Felsefe Metinleri içinde, Sol Yayınları, Ankara, 1999.
Çok teşekkürler. Emeklerinize sağlık çok değerli bir çalışma.
YanıtlaSil